17 Temmuz 2022 Pazar

Osmanlı Kaynaklarında Dumuklu Allo Harekatı Yargılanma Süreci

 


 

Hz. Allo Dumke olayı tarihte Osmanlının yerel yöneticilerinin suçlu olduğu Osmanlı Şura-yı Devlet’i tarafından kabul edilen nadir olaylardan birisidir.

Olay sonrasında Elâzığ hakimi yetkisi olmadan haksız ve düzmece yargılamalarla katliama uğrayan masum halkın aleyhine karar verse de bu karar temyiz mahkemesinde bozulur. Bunun sonrasında Şura-yı Devlet tarafından olayı araştırmak için yetkilendirilen Anadolu Umum Müfettişi Şakir Paşa yaşanılan ihlalleri aşağıdaki gibi sıralamıştır (24 Ağustos 1896)

·       Yerel hükümetin olaylara müdahale esnasında padişah tarafından uygun görülen müdahale şekline aykırı davranarak, civardaki aşiretlerden nefir-i âmm toplamasıyla masum halkın katledilip, mal ve mülklerinin yağmalandığı,

·       Yargı mensuplarının kendi görev alanlarının dışına çıkarak müdahale ettiği,

·       Yeterli incelemeler gerçekleştirilmeden itham ve ön yargılarla hareket edilip, yargılama yapıldığı,

·       Masum halkın öldürülmesine karışanlardan ziyade bizzat tutuklanan masum insanların bu cinayetlerle itham edildiği ve bunu da yine söz konusu öldürme,yağma ve talana katılanların ifadelerine dayandırılarak yapıldığı,

·       Ölüm hadiselerine katılan seferber edilmiş kitleden kimse tutuklanmazken , ele geçirilen masum Alevilerin tutuklandığı.

Pogromun boyutu Şakir Paşa tarafından da inkâr edilmeyerek bir facia (facia ile musab olmalarıyla) olarak nitelendirilmiştir. Bununla birlikte dönemin koşulları gerekçe gösterilerek; dönemin Dahiliye Nazırı olan ve olaylar konusunda geçmişten gelen ön yargılara sahip olan Memduh Paşa’nın müdahaleleri ile yerel yöneticilerin başka yerlere sürülmesi dışında herhangi bir cezalandırma yapılmaz.

 

Saldırıya maruz kalan 25 köy ve aşiretlerin isimleri şu şekildedir:

 

Dumuklu, Bayramuşağı, Bekiruşağı, Harunuşağı, Hacıuşağı, Öksüzuşağı, Kerkezuşağı, Genceli, Kelanlı, Kör Süleymanlı, Kasımuşağı, Kubatuşağı, Hançerli, Kadiruşağı, Tataruşağı, Çepkenli/Talpekenli, Şemrikli, Zenkli, Çakıruşağı, Mehmetuşağı, Kepezuşağı, Büyükköy, İlyasuşağı, Alhaslı, Sinemilli

 

Dumuklu Allo Harekatı

 


Göstermiş olduğu kerametlerden ötürü Hz. Allo Dumke (Dumuklu Ali) bölgedeki halk tarafından Evliya ve Ermiş olarak görülmesi ziyaretçi sayısını gün be gün arttırmıştır.  Hz. Allo  Dumke’ nin geliştirip hayata geçirdiği  birlikte üretip namus dışında her şeyin  hakça paylaşıldığı  yaşam tarzı ile sadece ritüellerden oluşan “Dedelik” anlayışından ziyade tasavvuf ağılıklı dini  anlayışı bölgedeki yoksul halk arasında büyük destek görmeye başlamıştı. Bununla birlikte yokluk içinde yaşayan yoksul halkın ağa ve düşkün dedelerin sömürüsü olmadan birlikte üretip paylaşmasının getirdiği refah artışı Hz. Allo Dumke’nin bir kurtarıcı olarak görülmesini arttırmış ve halkın daha çok kenetlenmesini sağlamıştır

Bölgede çıkarları sarsılan etkili kişiler tamamen barışçıl olarak yaşayan halkın  “İslama aykırı” davranışta bulundukları, jandarmayı darp ettikleri ve bölgedeki köylere saldırdıkları gibi yalan ve iftiralarla dolu iddialarla Akçadağ Kaymakamlığına ihbarda bulunurlar. Bu sahte ihbarları kayıtlara geçiren yerel yöneticiler, müdahale için 1-2 Ocak 1896 ( 20 Kanun-ı Evvel 1311) tarihinde Sultan Suyun Harasındaki Remont bölüğünü Dumuklu’ya gönderir. Ellerindeki tahta kılıçlar dışında hiç bir silahı olmayan inançlı halk,bölüğün ateş etmesine rağmen dağılmaz ve halka kurşun işlemez. Bunun üzerine Remont bölüğü tekrar Akçadağ’a döner.

Halkta Allo’nun müridlerine kurşun işlemediği yayılınca bölge köylerden insanlar akın akın Dumuklu’ya gelir. Hz. Allo  gelen insanlara kerametin kendilerinde olduğu ve  zarar görmemeleri  için evlerine dönmelerini istese de insanlar bu alçak gönüllülük karşısında  daha büyük bir imanla Hz. Allo nun degahının çevresinde kenetlenir.   Bölge köylerden gelen kitlenin Dumuklu’da birikmesi ve ilk müdahalede halkın dağılmaması ile “kurşun işlemedi” söylemi Malatya’ ve Elazığ’ daki yerel yöneticiler ile çıkarları sarsılan çevreleri daha büyük bir tedirginliğe sevk eder. Osmanlı merkezi yönetiminin olayın sükunet ile çözülmesini istemesine rağmen Malatya ve Elazığ yöresinde seferberlik kararı ile 3000 den fazla“ nefir-i âmm” toplamasıyla yaklaşık bir ay sonra  sonra tekrar Dumuklu köyüne ve şu an mezarın bulunduğu bu alandaki dergaha saldırır.Bölgedeki alevi köylerinden çıkarları sarsılan bazı ağalar da topladıkları paralı katil sürüleri ile katlima katılır. Bekiruşağı köyünden yoksul halk Hz. Allo’nun yanında yer alırken  bazı Alevi ağalarla birlikte aynı köydeki Beşir (Beşik) ağanın da topladığı katillerle katıldığını gören Hz. Allo “Bekir Xat Münkir Xat-Bekir geldi münkir geldi “ der ve “ destur “ verir. Sonrasında halka kurşun işlemeye başlar. Halka kurşun işlediğini gören katil sürüsü cesaret alarak katlima başlar. Dergâhahtaki Allo müridleri “ Merdan ya Allo “ diyerek korkusuzca saldıranların üzerine yürür ve katledilir.

Olayda sadece Dergâhın bulunduğu bu alanda devlet kayıtlarında 118 masum insanın katledildiği tespit edilmiştir. Bölgedeki diğer 25 köye yapılan saldırılar ve yaralı olup yolda şehit olanlarla toplam 800 civarında masum insan şehit olmuştur.

10 Temmuz 2022 Pazar

Hakikatçiler Akımı


Tüm insanların eşitliğinden yana, doğaya ve insana saygılı, namus dışında her şeyin ortak olmasını ve hep birlikte üretip hakça paylaşmayı savunan “Hakikatçiler”  akımının ilk Pir leri (Şeyhleri) Akçadağ ve civarında Dumke Allo (Ali) , Kayseri (Sarız) yöresinde Apseyd ve Sivas yöresinde Araboğulları dır. Sonraki kuşaklarda Meluli (Hüseyin Erbil -Karaca) ,Mücrimi , Hicrani (Ali Kamke), İbreti, Aziz Özcan Baba, Haydar Bayrak, Ali Şukran,Haydar Bulut,  Ali Sayılır, Süleyman Mordoğan, Musa Hazar ve İbrahim Erdem (Erdem Baba) bu öğretiyi daha da geliştirip olgunlaştırdılar. Hakikatciler akımı Kayseri, Sivas, Malatya ve Maraş bölgesinde yaygınlaşmıştır.

Hakikatçilerde belirli kurallara veya soya bağlanan bir liderlik (Mürşitlik) seçimi yoktur. Mürşit (Pir) , bilgisi, becerisi, tecrübesi, tutarlılığı, hoşgörüsü, güvenilirliği,dürüstlüğü ve diğer olumlu nitelikleriyle kendini cemaatine kabul ettiren saygın ve marifetli kişidir. Cemaat özü itibariyle bir “kırklar meclisidir” . Adeletçidir , eşitlikçidir, dayanışmacıdır ve hosgörülüdür. Hakikatçiler’e göre kişi Hak yolunda salt kendi gönül gözü ve gücüyle yol alır, ihtiyaç duyuyorsa mürşidinin (Şeyhinin) seçimini bizzat kendisi yapar. Pir (Şeyh) sıfatı da herhangi biri için değil, İnsan-ı Kâmil için kullanılır.

Hakikatçi Pirler soy ve şecere iddasında bulunmazlar. Kimseden herhangi bir adla aidat toplamazlar. Düşkün kaldırmazlar. Suçu affetmezler, suçluyu bir daha meclislerine almazlar. Kendileri için kimsenin yardım ve tavassutunu istemezler, çıkar ilişkilerine girmezler. Padişah da olsa kimsenin elini eteğini öpmezler, “hak –i payına” yüz sürmezler.

Dumke Allo



معالي دومكي علي

Dumke Allo (Ali)

(Hakikatçiler  Akımının Piri, Evliya ve Halk önderi)

 

Soyunun “Nûşirevân-ı Âdil” soyundan Horasan’dan geldiği söylenir. II. Mahmut döneminde Bektaşi dergâhlarına ve Bektaşilere yapılan baskılar neticesinde dedesi inançlarını korumak amacıyla babası, tüm ailesini alıp yerleşim yerleri ve Dergahlarının olduğu Sultansuyu bölgesinden ayrılmış ,bugünkü Dumuklu köyünün bulunduğu yere yerleşmişlerdir. Eski arazileri daha sonra Osmanlı tarafında Sultansuyu Çiflikat-ı Hümayun olarak 1865 yılında ordunun at ihtiyacı için hara ya çevrilmiştir.

 Allo, en büyük oğlu olarak babası Mehmet’ten  tasavuf bilgisini ve dergâhının sırrını almıştır. Dumuklu’da mütevazi hayatını sürdürürken  “Hakikatciler”  akımını  geliştirmiş ve Dumuklu civarında hayata geçirmiştir. Göstermiş olduğu kerametler ve hep beraber üretip kardeşçe paylaşan yaşam anlayışı hızla bölgede ilgi odağı olmuştur. Dumuklu Allo harekatında  dergâhına girmeye cesaret edemeyen katliamcılar Allo’nun çıkarak teslim olmasını beklemiştir. Allo o sırada dergâhta bulunan yeni doğan yeğeni Hılfo’yu dışarıda bekleyen yakınlarına vermiş ve dergahtan çıkmayıp,teslim olmayı reddetmiştir. Dergâha girmeye cearet edemeyen katliamcıların dergâhı yakması sonucu bir kerametinde Yemen’den kurtardığı söylenen müridi ve yol arkadaşı Kantarmalı Hamza Dede ile dergâhta kalmış ve 1896 Ocak ayında hakka yürümüştür. Rivayete göre; İki beyaz güvercin olup uçtukları söylenir. 


9 Temmuz 2022 Cumartesi

" Pervane İçin Alevin Işığı Gerçeğin Bilgisidir, Sıcaklığı Gerçeğin Gerçekliğidir, Alevle Bir Olup Yanmak İse Gerçekliğin Hakikatidir" Hallac -ı-Mansur



Hava kurşun gibi ağır!

Bağır

bağır

bağır

bağırıyorum!

Koşun

kurşun

eritmeğe

çağırıyorum...

O diyor ki bana:

-Sen kendi sesinle kül olursun ey!

Kerem

gibi 

yana

yana...

"Deeeert

çok,

hemdert 

yok"

Yüreklerin

kulakları

sağır...

Hava kurşun gibi ağır...


Ben diyorum ki ona:

-- Kül olayım

Kerem

gibi

yana

yana

Ben yanmasam

sen yanmasan

biz yanmasak,

nasıl

çıkar 

karanlıklar

aydınlığa.

Hava toprak gibi gebe.

Hava kurşun gibi ağır.

Bağır

bağır

bağır

bağırıyorum.

Koşun

kurşun 

eritmeğe 

çağırıyorum......


(1930 - Mayıs) - Nazım Hikmet Ran